Bugün, Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin doğum günüymüş. Ölüm gününü, yeniden doğuş günü olarak kabul eden, sözleriyle, yaşama biçimiyle beni derinden etkileyen Mevlana, benim için "hoşgörü"dür.
Hoşgörü, her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans olarak geçiyor, sözlükte.
Şu anda ola gelen bütün savaşlar, çekişmeler, taraf olma, taraf olmayanı dışlama gibi hayatı zehir eden tüm insana dair yaraların, sadece hoşgörü ile temizlenip, sarılabileceğine inanıyorum. Mülkiyetçilikten vazgeçiş, kabulleniş, dünyaya yumuşak gözlerle bakmak da bütün mikropları öldürmeye yeter ve yaranın iltihaplanmasını engeller.
Eşcinsellerin dışlanmadığı, kadın-erkek olmaktan ötürü kimsenin farklı muamele görmediği, milliyetçiliğin arkasına saklanmışların can yakmadığı, kimsenin kıyafetinden, türbanından, inandıklarından, mini eteğinden ötürü diğerine üstünlük taslamadığı, diğerini yok saymadığı bir dünya olsun.
"Bir tanecik hayatımız var" korkusunu bir yana bıraksak, ölüm günümüzün, yeniden doğuş olduğuna inansak; karşımıza çıkanı, başımıza geleni hoşgörü ve tevekkülle karşılasak, bence tahmin ettiğimizden çok şey değişir.
Küçük de olsa; bir adım,
Hoşgörü ile...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder