27 Eylül 2010 Pazartesi

?


Tam bugun gecirdigim dusunce krizinde "pisman olma ihtimalimi dusunmekten yoruldum' gibi cumleler ucusuyordu beynimde.
pisman olmaktan ziyade, pisman olma olasiligi insanin beynini saran bir hastalik.
kendini ve cevreni tamamen oldugu gibi kabul edebilmek apayri bir olgunluk bence. henuz o asamaya gelemedim. bu barisiklik, bence dunya barisina giden en onemli adim; bir nevi o meshur sihirli degnek yani. herkes kendi kapisini (icini) temizlese, sokaklar piril piril olurdu.
affetmeyi ogrenebilmek. oncelikle kendini affetmek.
olasiliklarin kafami alip balon gibi sisirmesine izin verdim bugun. her daim ayni sorulari soruyor olsam da.
farkli yanit verip icimi yatistirmaya cal
istigim anda da, bu kez ne derece objektif oldugum sorusu tokatliyor beni. bir yanak da kendisine veriyoruz.
ya kendimi tanidigimi dusunup, o yuzden verdigimi zannettigim kararlar. aslinda kendinle barisiklik kisvesi altina barinan bahanelerse.

herkesin illa ki x olursa mutlu olursun; y olursa uzulursun gibi genellemeler yapiyor olusu ne fena. sen de kendini ister istemez bu denkleme kaptirdigindaysa sucluluk ve pismanlik sirtini sivazlar halde kalakaliyorsun.

pisman olmak istemiyorum verdigim karar sebebiyle. karari vermeme neden olan sebepler, kendimi teselli etmek icin uydurdugum seyler degil. objektifim. herkes suan burda bunu yasamali ve mutlu olmalisin derken, bu baskidan kurtulmali. zaten beyninden binlerce fikir gecerken, bir de neden olmasi gereken mutluluk pesimden kosmuyor diye sorgulamak ne derece dogru?

hayat O seklinde bir dongu. bir gun canin monotonluk ister, bir gun yeni seyler kesfetmek.
tanidik sokak ve yuzlerde de kesfedilecek cok sey var daha. monotonlugu tercih ediyorum diye pismanlik kapimi calmamali.

evde yokuz.


1 yorum:

3yedi75 dedi ki...

yazına bayıldım.