16 Eylül 2010 Perşembe

Bir mevsimin bitişi

bizi tekrar bir araya toplasın dilerim,
İşte burdan buradan..

Okuyucular bir bir cogaldıkca yazmıyor olmanın verdiği rahatsızlıgı hissediyordum.

Daha iki gün önce, aklımdan evlilik geçti, konunun evlilik olmasını görmek, bana evet beyinler birbirini yavastan tuttu ve telepait iş basında dedim.

Evlilik benim için bir kurum. Kuralları var.
Gönül işi değil, büyük işi bir şey.
Girdim ben çıkıcam, şu kısım hoşuma gitmedi diyecek lüksü sana sağlayan bir kurum değil.
Tek yönlü bir bilet alıp gitmeyi kafa koydugun noktada çıkabileceğin bir seyahettir.
Herkesle de seyahate hele ki tek yön gidilmeyeceğine göre, evlilik konusu aslında
Dinler gibi revizyona ugraması sart ve ehliyet verilerek yapılmasına izin verilen bir iş haline getirilmelidir, zira bu kurumun tutkalı olarak, çoçuk yapmaya kalkısan bazı kişilerce dünyamıza kafası kontak bebeler gelmektedir.

Bu bebeler küçük kalmayıp büyüyüp, korku gençliği olup, bağımlı takılıp, kaçak göcek sağa sola zarar vermektedir. Bu nedenle, sevgi ve aşk üzerine kurulursa, ayrı evlerde yasanır hep ask taze tutulur ise olabilir. Ben evlenirim. Tutkalı ise hayat görüşü ve karşılıklı saygı olmalıdır. En başında ise çekim aşkla hayvansal içgüdü eşliğinde olup, sersem sepelek bir haldeyken bile saygı ve karsıdakinin kendi alanına ve kişiliğine saygı duyularak olmalıdır.

Önce kendinle eğlenip sonra başkası ile evlenebilirsin!

Hiç yorum yok: