12 Mayıs 2010 Çarşamba

Adem ile Atlas

bilgiye tapındık durduk hep, cahilliği yerdik. bilmenin ilk suçunu işleyen adem'in yediğini sadece elma sandık. oysa ne geldiyse başımıza bilmekten geldi, kendimizi hayvandan üstün tutmayı üstünlük saydık.

tanrılara başkaldıran atlas'a yenilince verilen ceza da dünyayı omuzlamak, bir o kadar da bilginin hatta bilincin yükünü taşımaktı sonsuza dek.

bilinç sahibi olmak hep bir yüktü aslında.

...

kimisi keyif almak için, kimisi damak tadı içer ama sarhoş olmak içindir içki. bilincinden kurtulup varoluşunu unutabilmektir en güzeli, o yük küfesini bir süreliğine bir köşeye bırakabilmek, şöyle bir rahatlamak.

sonra yeniden bir sabah, tüm bilincinle uyanıp, bir de ağzında iğrenç bir tat, midende fırtınalar, öylece uyanıverirsin yeniden gerçek dünyaya.

bazen eğlenceye vurur insan kendini, dağıtıp unutmaktır derdi. unutur bir süreliğine, bilinçten kurtulur, sonra yine başa dönülür.

alkolikleri bu yüzden anlayabiliyorum.

...

kendini bilmesen insan sayılmıyorsun, insan sayılmak önemli.

ama bu bilinç sinir ediyor beni bazen
şeytan diyor sat anasını

peki ya melekler?

Hiç yorum yok: