11 Mart 2010 Perşembe

Ispanya kokuyor, Umut Herşeyde...

Üzerindeki incecik satenin geçmişine dokunduğu yerlere bakıp, İspanya kokusunu almaya çalıştı.

Gözlerini ovuşturarak sabah mahmurluğunu atmaya çalışırken, ruhunu hafifletmek için bugün neler yapacağını düşündü.


Kokusunu özlemişti geçmişinin, Endülüs'te tarih kokan sokaklarda, pencereler arası asılan çamaşırların temiz kokmaya çalışmalarını hatırlayıp, güldü.
Hijyenik Residence yaşamına alışmıştı elbette, hem de inanılmaz bir hızda olmuştu bu alışma; ama hala tıpkı satenin dokunuşundan hissettirdikleri gibi her temiz çamaşır kokusunda teninin altında yatan, saklamaya çalıştığı o ağır kokulu ruh halini de gözünün önüne geldiğini yadsıyamazdı.

Umudu karartmadan hayal kurmuştu tüm hayatı boyunca. Üzerine biçilen gömlek,
İspanya'da tarihin en eski mesleğini yapmasına götürmüştü onu. Ailenin en güzel ve
hayatlarını değiştirmesi beklenen kızı olarak, açık bir musluk bulmak için tüm yolları
denemiş, sonunda "en tarihi meslek"i rahatça yapmasına müsade eden, kendisine
bahşedilen kadınlığı ve güzelliği o musluğun oluk oluk akıttığı nimetlerle tüm ailesine destek olmuştu.
Tüm bunların yarattığı ağırlıktı ruhundaki o garip kokulara sebep olan... Ve şimdi mesleğini başka bir ülkede Türkiye'de icra etmek için çok özel bir davetle bu ruhuna akma imkanı veren döneme girmişti. Umudu yitirmemeliyim demişti hep, hep bir çıkış yolu olduğuna inanmıştı.

Fakat şimdi, şimdi içinde dönüp, durduğu o çember ona ışıl ışıl bir "an" vermişti.
Dokunmalıydı bu "an"a, içinde kalmalıydı bu "an"ın.
Olduğundan kaçmanın nasıl da kocaman bir umutsuzluk çarkına soktuğunu fark ediyordu, uzaktan binlerce kilometre uzaktan Endülüs'e baktığında.

O çember, şimdi, burada, İstanbul'da olandan hiç de farklı değildi aslında. Şimdi ve İstanbul'da, tıpkı Endülüs çemberindeki sıcak, yapış yapış iklimdeymiş gibi düşünüp, ruhundan açılan pencereden içeri bakıp, içerdeki tünele baktı.

Görünen o ki, dışında aradığı, o ucunda ışık görünen tünel, içinde, en içinde, en derinindeki kimliksizliğindeydi...

Umudunu buldu, bir daha bırakmayacağı kadar onun olan sonsuzluğunu, ışığını buldu ve rahatça sarhoş oldu o boşlukta.

Hiç yorum yok: