19 Şubat 2012 Pazar

Belki herkes aslında bir bahane arıyor...

my dream

Kış 2007
O sabah belki de şunlar oldu...

İçinde semaveri olan bir taksi durağı düşünün. Camlar buhar olmuş, içerisi sıcak poğaça kokuyor. Durakta sıtkı sıyrılmış 4 şöför sohbet ediyor. Ağızlarında lokmaları döndürürken biri memlekete dönmeli diyor. Diğeri ege diyor, akdeniz diyor. Berisi gitmiş akrabalarını anlatıyor.

Sıtkı sıyrılmış 4 adam gitmek için bir bahane arıyor. Birbirlerine bahaneler yaratmaya çalışıyorlar. Önden bir coşuyorlar sonra gerçeklerle törpülüyorlar hayallerini. Bir müşteri geliyor. Geride kalan 3 adam devam ediyor bahane aramaya. Çaylar karıştırılıyor, sigaralar tüttürülüyor, küfürler ediliyor.

Düşünün, "Çıkıp dolaşayım, yoldan müşteri alırım" diyor bi tanesi. Sıkılmış. Çayı yarım kalıyor, küllüğe bastığı sigarası tütüyor ardından. Gitmek istedikçe şehrin ayağına prangalandığını hissediyor. Çocuk okuyor daha nasıl gidilir. Ege, akdeniz diye çok yukardan konuşuyorum diye düşünüyor. Trafikte hey hey...

Tutun ki ilk binen müşteri de konuya "bu şehirde yaşanmaz" diye giriyor. Aynı muhabbet gark ediyor takside. Sohbet Beşiktaş'a geldiklerinde "herşeyim burada, ailem, işim gücüm... emekliliğe artık." diye bitiyor. İki kuruş parasını alıp yola koyuluyor yine. Trafiğin sıkışıklığını düşünün. Kornalar çalıyor. Hava soğuk. Elini kaldıran iki kişinin ağzından buhar çıkıyor. Duruyor önlerinde. Kadın arkaya oturuyor. Düşünün ki azcık kilolu. Oflaya poflaya biniyor taksiye. Nefes nefese "allah razı olsun oğlum" diyor. Öne gençten biri oturuyor. Belli ki oğlu. Ağzında maske, saçları dökülmüş. Varsayın ki araba haraket te ediyor. 20 metre gittiler gitmediler "Nişantaşı" diyor genç adam.

Topağacı caddesini düşünün, dar sokakları. Milim milim ilerleyen trafiği. Nişantaşı'na çıkmayı istediğinizi. Servis minibüslerini, lüks arabaları... Ara sokaklardan caddeye burun sokanları... Günün her saati aynı keşmekeş aynı sıkışıklık.

Taksiyi durduruyor şöför. "O trafiğe giremem" diyor. Yüzü asılan adama "kusura bakmayın!" gibi bakıyor. Müşterilerinin ne dediğini duymuyor bile. Kadın, oğlunun tedaviye gitmesi gerektiğini açıklamaya çalışıyor. Bizimkisi "Her koyun kendi bacağından asılır" diyor düşünmeden. Çocuk sinirle inip kapıyı çarpıyor küfürler arasında. Kadın oğlunu yatıştırmaya çalışıyor. Taksi hareket ediyor. Gitmeli diyor bu şehirden. Herkes delirdi diye düşünüyor... Şöför.

O sabah belki de birkaç müşteriyi daha geri çevirdi. Gidilecek mesafeleri beğenmedi, ters buldu ya da yoğunluğu bahane etti. Her geri çevirdiği müşteri için belki de lanetlendi. Şehir daha da ağırlaştı ayak bileğinde.

Bana da, gitmek için bir bahane verdiğinin, farkında olduğunu sanmıyorum. Annem sakinleşmemi isterken karar vermiştim. Bu şehirde yaşamayacaktım...

Coka

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Malaysia & Singapore & brunei best on the internet blogshop for wholesale & supply
korean accessories, earrings, earstuds, choker, rings, trinket, bracelet & hair
accessories. Offer 35 % wholesale price cut. Ship Worldwide
Also see my web site > blocked drain plumber