9 Ekim 2010 Cumartesi

budin sokak no:3

Pek acelem yok..

annemin tatlı sesile uyandığım, açık camdan yeni kesilmiş çimen kokusu ile güne başladığım, ilk okulda öğlenci olduğum gün.

sonra işe gidiyor annem..kucağında yarı uyuklar vaziyette iniyoruz bir kat aşağıya - ılık süt ve güzel bir kahvaltı, babaanne ve dede karşılıyor, anne kokusundan ayrılmak zor, biraz naz yapılıyor..
güle güle

hava ılık, dede ile babaanne kahvelerini yudumlarken bahçede ben yeni kesilmiş çimenlerde oturup toprakla oynuyorum.dedim ya acelem yok. düşmüş yaprakalar benim oyuncaklarım, çardakta bulduğum parlak taş ise mücevherim oluyor. Caryola boya kalemlerim ile saman kağıda içimden geleni çiziyorum...

Mutfakta kahkahalar - yoksa bugün Orhan amca mı geliyor bize? Yaşasın, Desipna Teyze'li, Hasanaki'li anılar konuşulacak, onların eski günleri benim yeni anılarımı oluştaracak yine. Kahvenin yanında ev yapımı likör var - çaktırmadan bir yudum alıyorum, biraz gırtlağım yanıyor, ama vişnenin tadı uzuun süre kalıyor damağımda..
Selanik'tan Kurtuluş'a tekrar tekrar o günler yad ediliyor...

Bi bakmışız okul saati gelmiş. askıda duran önlük dikkatkice giyiliyor..küçük, ılık su dolu bir kap ve bir tarak - babaannemin hemen önünde oturuyorum..sımsıkı örülen saç nemli tarakla son halini alırken biraz huysuzlanıyorum, beyaz kurdele özenli bir şekilde bağlanıyor...
sona ortancalar arasından geçip yolcu ediliyorum...

dönüşte annem karşılıyor kapıda, koşuyorum...kalabalık bol kahkahalı bir akşam yemeğinin ardından kalispera dede, kalispera babaanne..

hiç acelem yok, Budin sokakta böyle şekilleniyorum..günlerim bir öncekinden farklı değil ama keyif anları hiç unutulamayacak kadar gerçek oluyor

1 yorum:

Aslısın dedi ki...

Çok güzelsin! Okula hazırlanış günlerime, şimşek sokak'a götürdün beni iplik'im!