15 Mart 2010 Pazartesi

Bir yazı okuyorum, paragraflar ilerledikçe, kalp atışlarım hızlanıyor, yazı hücrelerime giriyor, kalbimi elinde tutuyor ve istediği kadar kan pompalıyor.

Okuduğum yazıdan, yazıyı yazana hayranlık gelişiyor. Zaten onu ilk gördüğümde ona gelişen "nereden çıktı bu duygu, nedir bu enerji" deme nedenim belki de yazdıklarıydı.
Hayranlık uyanmadan sevemem.

Benden çok bilmeli. Onu düşünüyorum sadece.Yan yana durmayı, bilmesini seviyorum. Ona benzediğimi ondan cahil oldugumu, bilgisine cok güvendiğimi, hayatta bana ögreteceği çok şeyin olduğunu bilmek, bana heyecan veriyor. Aynen  yazısında kullandığı, kısa ,net kurduğu keyifli ve derin kelimelerin vurucu etkisi gibi.

İçim kıpır, en son okudugum paragraf iyice baştan çıkardı beni!

"Bunu söylemeden edemeyeceğim"
Bir de şu var ki; hepimiz az bilinen oyunların kahramanı olmaya
oynuyoruz. Burası da marjdır. Kişi kendisini
seyreder ve gördüğüne hayran olmak ister.
Siz zaten bunları biliyorsunuz ki ben zaten bunun
için anlattım.

Hiç yorum yok: